Skip to main content

AccessTr.neT


Acılara Katlanabilmek

chopper07
chopper07
2
2243

Acılara Katlanabilmek

#1
Verdiğin acılar için sana şükürler olsun Allah'ım!

"Gün gelecek Allah''''a bana yaşattığı bu sıkıntılar için şükredeceğimi biliyorum" demişti bir arkadaşım. Belki de hayatının en zor günlerini yaşıyordu. Zorlukların insana ne kadar büyük dersler verdiğini uzun uzun konuşmuştuk. Bir acının öğrettiğini bin kahkahanın öğretemeyeceği üzerine
birçok örnekler vermiştik o konuşmamızda.

Aradan iki yıla yakın bir zaman geçince arkadaşımın
haklı çıktığını gördük. O günlerin acı görünen
olaylarının, kendisine ne kadar büyük kapılar
açtığını gördükçe "verdiğin acılar için sana
şükürler olsun Allah''''ım!" demeye başladı.

Gündüzleri fırsat buldukça bir araya geldiğimiz
arkadaşıma o günlerde aşağıdaki hikayeyi
yollamıştım.

* * * * * * *

Yaşlı kadın, bir antika dükkanından aldığı
yüzyıllık fincanı özenle salon vitrinine yerleştirdi.
Fincanın biçimi, üzerindeki işlemeler, renkler onun bir
sanat eseri olduğunu söylüyordu. Ödediği fiyatı
hatırladı; hayır, hiç de pahalıya almamıştı.

Hayranlıkla fincanı seyretmeye devam etti. Derken, birden
fincan dile geldi ve kadına şöyle dedi;

"Bana hayranlıkla baktığının farkındayım. Ama
bilmelisin ki, ben hep böyle değildim. Yaşadığım
sıkıntılar beni bu hale getirdi.

Kadın şimdi hayret içindeydi. Önündeki kahve fincanı
konuşuyordu!

Kekeleyerek: "Nasıl? Anlayamadım?" diyebildi
yaşlı kadın.

"Demek istiyorum ki, ben bir zamanlar çamurdan
ibarettim ve bir sanatkâr geldi. Beni eline aldı, ezdi,
dövdü, yoğurdu. Çektiğim sıkıntılara dayanamayıp:

"Yeter! Lütfen dur artık!" diye bağırmak
zorunda kaldım.
Ama usta sadece gülümsedi ve; "Daha değil!"
diye cevapladı beni.
"Sonra beni alıp bir tahtanın üzerine koydu. Burada
döndüm, döndüm, döndüm. Döndükçe başım da
döndü. Sonunda yine haykırdım:
"Lütfen beni bu şeyin üzerinden kurtar. Artık
dönmek istemiyorum!"
Ama usta bana bakıp gülümsüyordu:

"Henüz değil!"

"Derken beni aldı ve fırına koydu. Kapıyı
kapayıp ısıyı arttırdı. Onu şimdi fırının
penceresinden görebiliyordum. Fırın gitgide
ısınıyordu. Aklımdan şöyle geçiyordu: Beni yakarak
öldürecek"
Fırının duvarlarına vurmaya başladım. Bir taraftan da
bağırıyordum:
"Usta usta! Lütfen izin ver buradan çıkayım!"
"Pencereden onun yüzünü görebiliyordum. Hala
gülümsüyor ve "Daha değil!" diyordu.

"Bir saat kadar sonra, fırını açtı ve beni
çıkardı. Şimdi rahat nefes alabiliyordum, fırının
yakıcı sıcaklığından kurtulmuştum. Beni masanın
üstüne koydu ve biraz boyayla bir fırça getirdi.

"Boyalı fırçayla bana hafif hafif dokunmaya
başladı. Fırça her tarafımda geziniyor ve bu arada ben
gıdıklanıyordum.

"Lütfen usta! Yapma, gıdıklanıyorum!" dedim.
Onun cevabı ise aynıydı: "Henüz değil!"

"Sonra beni nazikçe tutup yine fırına doğru
yürümeye başladı. Korkudan ölecektim. "Hayır!
Beni yine fırına sokma, lütfeeen!" diye bağırdım.

Fırını açıp beni içeri iteleyip kapağı kapattı.
Isıyı bir öncekinin iki katına çıkardı. "Bu
sefer beni gerçekten yakıp kavuracak!" diye
düşündüm. Pencereden bakıp ona yine yalvardım, ama o
yine "Daha değil!" diyordu. Ancak bu defa
ustanın yanaklarından bir damla gözyaşının
yuvarlandığını gördüm.

"Tam son nefesimi vermek üzere olduğumu
düşünüyordum ki, kapak açıldı ve ustanın nazik eli
beni çekip dışarı çıkardı. Derin bir nefes aldım,
hasret kaldığım serinliğe kavuşmuştum. Beni yüksekçe
bir rafa koydu ve usta şöyle dedi:

"Şimdi tam istediğim gibi oldun. Kendine bir bakmak
ister misin?"
Ona "Evet" dedim.

Bir ayna getirip önüme koydu. Gördüğüme
inanamıyordum. Aynaya tekrar tekrar baktım ve "Bu ben
değilim. Ben sadece bir çamur parçasıydım."

"Evet bu sensin!" dedi usta. Senin acı ve
sıkıntı diye gördüğün şeyler sayesinde böyle
mükemmel bir fincan haline geldin.

Eğer seni bir çamur parçası iken üzerinde
çalışmasaydım, kuruyup gidecektin.
Döner tezgahın üstüne koymasaydım, ufalanıp toz
olacaktın.
Sıcak fırına sokmasaydım, çatlayacaktın.
Boyamasaydım, hayatında renk olmayacaktı.
Ama sana asıl güç ve kuvveti veren ikinci fırın oldu.
Şimdi arzu ettiğim her şey var üzerinde."

Ve ben kahve fincanı, şu sözlerin ağzımdan
çıktığını hayretle fark ettim:

"Ustam! Sana güvenmediğim için beni affet!
Bana zarar vereceğini düşündüm.
Beni benden fazla sevip iyilik yapacağını fark edemedim.

Bakışım kısaydı, ama şimdi beni harika bir sanat
eseri yaptığını görüyorum.
Benim sıkıntı ve acı diye gördüğüm şeyleri bana
verdiğin için teşekkür ederim…
"Teşekkür ederim."
™Hiç Birimiz, Hepimiz Kadar Akıllı Olamayız...®

Cevapla
#2
Erkan Allah Herşeyi Senin Gönlüne Göre versin.
Application Engineer
Cevapla
#3
teşekkürler
@benbendedeilem
Cevapla

Bir hesap oluşturun veya yorum yapmak için giriş yapın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

ya da